Battlestar Galactica dizisini birçoğunuz izlemişsinizdir. Dizide yer alan ve beni ençok etkileyen melodilerden biri 4. sezon 17.bölüm “Someone to Watch Over Me” de dinlediğimiz Kara Remembers isimli ezgi.
Kabaca konuyu özetlemem gerekirse, 12 koloniden oluşan insan ırkının yaşadığı bir gezegen ve bu topluluğun yönetildiği (bir nevi başkent) 12. Koloninin yaşadığı Caprica şehrinin ve gezegenlerinin yok oluşundan sonra yada nükleer bombalar yüzünden yaşanamayacak hale geldikten sonra 12 koloniyle birlikte üst gemisi olan ‘Galactica’ ile kendilerine yaşanabilir bir gezegen arayışını ve bu arayış içerisinde bir süre sonra eski mitlerinde ve yazıtlarda yer alan ‘Dünya’ isimli gezegenin arayışı esnasında insan ırkını ve eski gezegenlerini yok eden cylonlar ile mücadelesini anlatıyor. Cylon’lara gelince: Caprica şehri ve bu 12 kolonilik gezegen teknoloji açısından çok gelişmiş hatta doruğa ulaşmıştır. Ancak sorunlar burada başlıyor. Bütün hizmet kadroları neredeyse robotlardan oluşmaktadır ve insanlığa hizmet etmektedir. Bir terörist eylem sırasında deneme aşamasında olan cylonlar onun yaratıcı mühendisi tarafından savunma amaçlı kullanılır. Yüzbinlerce insanın bir stadyumda maç izlediği sırada orada bulunan bomba ve eylemcileri etkisiz hale getirmenin tek yolu Cylonları kullanmaktı. Nihayetinde 7-8 cylon mühendisleri tarafından emri alır ve helikopterle sahaya inerek bomba ve eylemcileri tesbit ederek bombanın patlayacağı esnada bombanın etkisini azaltmak için hepsi birden bomba üzerine yatarlar. Sonuç? Büyük bir felaketi önlerler ve bir kahraman olurlar. Şehir merkezine temsili bir anıtları dahi dikilir ve böylece cylonlar savunma gücündede yer almaya başlarlar. İşin ironik ve dramatik tarafı o andan itibaren başlar. Birgün cylonlar efendilerine isyan ederler ve ortadan kaybolurlar. 40 Yıl sonra yeniden gelirler. Bu sefer isyan etmek için değil insan ırkı ve gezegenlerini yok etmek için. Artık daha gelişmiş güç ve teknolojilere sahiptir, eskisi gibi metal değil kan, ter, ten gibi bir biyolojiye sahip ayrıt edilemez haldedirler ve planlarını uygulamaya başlamışlardır. Ve sonunda Tüm gezegeni ve milyarlarca insanı yok etmişlerdir. Kurtulan 50 bin civarı insan 12 koloni gemisi ile birlikte kaçıp kendilerine yaşam alanı aramak ve bulmak zorundadırlar. Başlarında bulunan Başkanları President Laura Roslin "Mary McDonnell" ve Komutanları Admiral William Adama "Edward James Olmos" doğruluğundan emin olmasalarda insanlığa Dünyayı bulma sözü yani bir umut verirler. 4 Sezonluk dizinin konusuda buradan itibaren başlıyor. İnsalar ve cylon ilişkileri, mücadele ve dünya arayışı. Mücadele kısmında gerçekten çok zorlanıyorlar çünkü cylonların insalara nazaran avantajlı birkaç yanı vardı 1-Senturyonlar (centurion) yani insan görünümü almadan evrimleşme önceki hali olan (Metal aksamlı yapay zekaya sahip robot) savunma ve saldırı güçleri. 2- ‘Diriliş’ Bir cylonu öldürmek onları yok etmiyordu, sadece bedenlerini ortadan kaldırıyordu. Beden öldüğü anda içinde bulunan veri diriliş merkezine (üssüne) upload (yükleniş)ediliyor ve ölen bedenin aynısı olan bir başka model bedene download (indiriliş) edilerek verinin kaldığı yerden yeni bir cylon vücudu ile devam ediyordu. Bu durum onlara çok büyük bir avantaj sağlıyordu neredeyse ölümsüzlük. Her bir cylon modelinin bir numarası vardı, üretim model numarası. Toplamda 12 Cylon modeli mevcuttu ve her modelden aynı görünümde yüzlercesi diriliş üssünde bekliyordu. 12 cylon modelinin yedisi biliniyor, dördü saklanarak yaşıyor ve cylon olduklarının farkında değiller. Diğer bir cylon modeli birgün ortaya çıkacak. Dizinin son sezonu bu bilinmeyen 5’li model yani onların bir nevi tanrıları ve evrimleşmelerinde ki anne ve babaları olan son 5‘li üzerinde geçiyor. İşin ilginç yanı burada başlıyor, son 5’liden 4 tanesi 12 koloninin üs gemisi olan Galactica içinde yer alıyordu. Bunu kendileri dahil hiçkimse bilmiyordu. Mücadeleler sırasında öyle şeyler oldu ki aradaki farkedilemez benzerlikler sebebiyle insan ırkından olan ve cylon olan arasında birliktelikler oldu ve en önemlisi bir melez dünyaya geldi. Galactica güverte subaylarından Sharon isimli subayın cylon modeli olan ‘Number Eight’lerden biri ile ilişkisi olan Captain Karl 'Helo' Agathon "Tahmoh Penikett" çocukları. Ve bir ilginç nokta daha başlıyor burada, Cylonlarda eksik olan çok önemli bir nokta vardı. Kendilerini inanılmaz bir çelişkiye sokan hatta bazılarının kendi ırklarına isyan etmesine bazılarının kendi içinde çatışmasına sebeb olan birşey. Bu onları insanlardan güçsüz kimi zaman insanları anlama ve onlar gibi olma isteğini dürtüsünü yeşertti. Nedir bu? ‘RUH’ ruhları yoktu, aşk, sevgi yoktu. Elbette yapay zekalarında teorik olarak tanımlanmış hislerdi bunlar ama herbiri bunu yaşayamıyordu. Nihayetinde özlerinde bir makine bir programdan öte değillerdi. Taki bu küçük melez kız ile başlayan hem insanlık hemde cylonları aşan doğa üstü bir güç bir yönlendirme ile birçok savaşa kana rağmen doğru olan şeyleri göstermek ve sonuca ulaşmak için birbirleri ile ortak noktalara ve anlaşmalara zorlayana dek. Dünya’ya beraber gideceklerdi ve beraber bulacaklardı. Birkaç sorunu çözmek zorundalardı en başta adil olmayan yeniden diriliş gibi büyük bir farkı kapatıp insanlarla aynı şartları paylaşmak, ruhu, aşk'ı, sevgiyi yaşamak ve hissetmek için. Ancak ikinci sorun ise modeller arasında dünyanın ve insan ırkının bir önemi olmadığını ve bunların tamamen yok edilmesi gerektiğini düşünenlerde vardı. Biz bir makineyiz ve ölümsüzüz neden insan olalım, neden bunlardan vazgeçelim? Not: (aklıma dizi içinde küçük bir replik geldi Geminin 2. Kaptanının cylon olduğu anlaşıldıktan sonra kaptan ile içkili sohbetlerinin birinde benim büyük büyük dedem bi zımpara makinesiydi) çok güldüm şimdide.. devam edeyim) Velhasıl kelam bunun için tek yol diriliş gemilerinin yok edilmesiydi. Modeller arasında insanlarla birlik olup efendileri olan 5’lilerle dünyaya ulaşmak isteyen ve aksini düşünenler arasında çatışmalar oldu. En sonunda ise kala kala son 5’li kaldı, yeniden diriliş üsleri imha edildi ve küçük melez kız ve Captain Kara 'Starbuck' Thrace "Katee Sackhoff" yardımıyla ilk denemelerinde yine caprica gibi nükleer bombalama sonucu yok olmuş bir gezegeni bulup umutlarını kaybetmiş olsalarda 2. Denemelerinde başarılı olup Dünya’yı bulup yeni bir başlangıca yol aldılar. Bu kadar kısa bir anlatımdan sonra : ) bu paylaşıma sebep olan ezgiye gelelim. Son sezonda 17.bölümde “Someone to Watch Over Me” tam olarak dinlemeye başladığımız ‘Kara Remembers’isimli Cylon ezgisi. Müzik ile matematiğin bir nevi sevişmesi uyumu diyelim buna biz. Dünyaya gidiş koordinatlarının anahtarı. Kara’nın bunu hatırlaması kolay olmadı, bu ezgi birçok şeyin sebebi oldu. İlk duyulduğunda gemiden bulunan 5’liden dördünün cylon olduğu hissinin uyanmasına ve dünyayı bulmaya yaklaştırdı. Kara küçüklüğünde bu şarkıyı babası ile birlikte pianoda çalardı ama anlamını bilmiyordu. Küçük melez kız ona resim yaparken verdiği küçük noktalarla oluşturduğu resmi verdiğindede bilmiyordu. Sonunda herşeyi hatırladı ve mutlu sona ulaştırdı insan ırkını ve ölümlü olmayı kabul eden 5’liyi. Kara’nın hatırlama yolunda ona yardımcı olanlardan biri ve beni en çok etkileyen karakterlerden birini anlatmadan bu yazıyı kapatamayacağım ki esasında benim için ana sebeplerden biri o dur. Hybrid ‘Melez’. Cylon gemileri insan gemilerine nazaran sadece metalden oluşmuyordu. Metal aksamların yanısıra iç bölümler organik bir sinir sisteminde ve onun merkezinde ise The Hybrid karakteriyle oyuncu, yazar ve eğitmen "Tiffany Lyndall-Knight" var. Cylonların gemilerinin hareket ve yönetiminin merkezinde bu melez kızce var, bir su havuzunun içinde yer alan melez sadece komut satırlarıyla cylon gemilerine saldırı savunma uyarı gibi alanlarda yönetip hem cylon hemde insanlar tarafından anlaşılamayan yada anlam verilemeyen bir öngörü ve bilgelik ile konuşuyor ve insanlarla diyaloğuda bunun dışına çıkmıyordu. Herkeste aynı etkiyi yarattığını düşünmesemde bende öylesine az rol alıp az konuşmasına rağmen film sonunda bende ki etkisi çok büyük oldu. Altta Hybrid'den konuşma repliklerini vermeden önce, en çok kullandığı terim olan "JUMP"ı açıklayayım. Filo gemilerinin bulunduğu yerden uzaklaşması gerektiğine inandığı an veya normal seyir rotasında gerekli olduğunda "FTL"i (Fast than Light) ışık ötesi hız online oldugunda "SIÇRA" komutunu kullandığını çokca işiteceksiniz. Bu sıçramalar sadece cylon filosu için değil, insan ırkının filo gemilerindede kullanılan bir terim ve sistemdir. Hybrid ‘Melez’den bir konuşma repliği -Filters, Filters, the sublime elevation of the lifter and the filters -The wing beat of the dove drown out the heartbeat of those who follow the Six is back in the stream. -The Six who went among the makers is no longer. -Back in the stream that feeds the ocean that feeds the stream. -Such a format will close the door. -The three is online. -Protect the child. -To remove the pump with the attached hose and wiring, simultaneously release the three tangs while pulling the pump out of the retainer along with the line and wiring. -End of Line (satır sonu) Sonuç: Bazen böyle düşünürüm, insanlığın zaman geçtikçe teknoloji ve bilim alanında çok büyük gelişmeler yakaladığının aksine belkide milyarlarca yıl önce tüm bunların doruğunda olan bir ırk olduğumuza inanırım. Fakat birşeyin cevabını aradılar... ki bu o zamanda bile cevaplanamamış bir kör noktadır diye düşünüyorum. Sonunda bu kırgınlık ile ya yok olmayı seçtiler yada sonsuz bir yaşam kavramı içerisine bıraktılar kendilerini. Senaryoda geçen repliklerden biri akılda kalıcıydı. Bunlar daha öncede yaşandı ve yeniden yaşanacak... Evet düşünüp kurduğumuz fanteziler gerçekmidir gerçek dışımıdır tartışılır tartışsakta farketmez, birşeyi iyi anlıyorum, hayal gücü, umut ve yaşam üzerinde bunların aksini ispatlamak kolay değil. En azından düşünmeden hayal etmeden sorgulamadan kabul etmekten daha zararsız ve anlamlı birşey. Yaratılanların yaratıcılarına isyanı ve onları bir avuç bırakana dek savaşı. Körelen güc, teknoloji ve bilim açlığımızın, cylonların aksine sahip olduğumuz en anlamlı şey olan ruhu gölgeleyip geride bırakmamız. E o zaman ne diyelim End of Line (satır sonu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder